Futbola Merhaba

Yaklaşık 1 yıllık bir aradan sonra ilk postu futbola merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde girmek geldi içimden. Yaklaşık 1 senedir birdizihaber.com nedeniyle post haklarımı orada kullanıyor ve yazılarıma orada devam ediyordum. Ancak futbol dolu geçen bir sezondan sonra yeni sezon öncesi bir şeyler karalamak geldi içimden.

Harika bir sezon geçiren Galatasaray bu sezon daha sağlam bir yapılanma ile sezona çok iddialı başladı. Bu benim gibi bünyelere daha büyük bir futbol aşkı veriyor. Geçtiğimiz sezon inanılmaz sancılı bir sezon yaşamama rağmen sonunda yaşadığım mutluluğun tarifi imkansız. Bu nedenle bu sezon daha farklı şekilde bakıyorum futbola. Hani Lig Tv'nin yeni reklamı var ya, aşk bazıları için 6 harftir diye. İşte öyle bir sezona başlıyorum. Resmen Premier Lig başlaması için gün sayıyor, her gün Chelsea başta olmak üzere tüm Premier Lig takımlarının sitelerini ziyaret ediyor, takımları adım adım takip ediyorum.
Premier Lig sevdam farklı bir şey. Türkiye'de oynana futbolun rezilliği nedeniyle yıllardan bu yana Futbol sevgimi tamamıyla Premier lig üzerinden gideriyorum. Özellikle geçtiğimiz sezon yaşanan şike olayları ve Süper Final saçmalığı nedeniyle Türk futbolunda tamamen soğudum. Artık Türkiye'de tek derdim Galatasaray.

İşte bu nedenle bugün futbola merhaba diyorum. Galatasaray'ım geçen sezonun Türkiye kupası kazananı Fenerbahçe ile 2011-2012 sezonunun en iyisini belirlemek için Süper Kupa organizasyonunda sahaya çıkıyor. Erzurum'da yeni yapılan stadı da tanıtmak ve şehre hareket getirmek için bu sezon final bu şehirde yapılacak. Dünden bu yana kadar röportajları izleyip gelişmeleri takip ediyorum. Özellikle kaptanlar ve Teknik direktörlerin sağ duyulu mesajları Türkiye'deki futbol kültürü için iyiye işaret olsa da asla daha öteye gidemeyeceğini gördük. Özellikle Fatih Terim ve Aykut Kocaman'a sorulan; "yarın kaybeden kazananı alkışlar mı?" sorusu üzerine iki isim de negatif cevaplar verdiği anda olay koptu zaten. Türkiye'de futbolu gidebileceği en uzak nokta ortak basın toplantısı düzenlemek olacak gibi.

Neyse zaten pek ümidimizin olmadığı bir konuydu. İşin biraz Erzurum boyutuna bakalım. Erzurumspor zamanında süper lig'de mücadele etse bile kalıcı olmayı başaramamıştı. Doğu insanının sevgi dolu tutumunu dünden itibaren canlı olarak izliyorum. Bu sevgi tabi kanalların bize gösterdiği "aaa Erzurum insanı ne kadar güzel yaa" olayları değil. Takımlar uçaktan inince halkın futbolculara ve yöneticilere saldırmayıp insanca elini sıkması, başarılar demesi gibi ince detaylarda gizli aslında bunlar. O havalimanındaki insanların hepsi rakip takım taraftarı olduğunu biliyor muydunuz? Anadolu insanı yobazlaşmış İstanbul insanından daha fazla futbolu seviyor, daha fazla türk futboluna iyi geleceğini düşünenlerdenim. Erzurum'da atlı polisler, rakip takım taraftarlarının aynı mekanlarda takılmaları, maçı beraber beklemeleri, gerektiği yerde atışmaları falan aynı İngiltere'nin aynı şehir takımları gibi. O hava Erzurum'da vardı. Evet İstanbul'da aynı şehir ancak bu ortam hiç bir zaman var olmadı ve olmayacak. Demem o ki, keşke Galatasaray ve Fenerbahçe İstanbul takımları değil de Erzurum takımları olsaydı da şu ortamda futbol izleseydik yıllarca.

Maça gelecek olursak, Galatasaray ve Fenerbahçe geçen sezon kıyasıya bir rekabete sahne olan yorucu bir ligin ardından yeni sezona çok iyi transferlerle başladı. Özellikle Galatasaray'ın Hamit Altıntop ve Burak Yılmaz gibi son yıllarda milli takıma ve ülke futboluna damgasını vurmuş iki ismi kadrosuna katarak büyük bir açığı kapattı. Ayrıca Danny, Umut Bulut ve Ambrabat transferleri ile çeşitliliği arttıran takımımız uzun uğraşlar sonunda geçen sezonun en başarılı ismi Felipe Melo'yu da tekrardan kiraladı.
Fenerbahçe cephesinde ise Krasic ve Kuyt gibi yüksek sükseli transferler gerçekleşti. Özellike Kuyt takıma şimdiden büyük katkılar sağlıyor. Yerli kontenjanında ise Mehmet Topal ve Hasan Ali Kaldırım gibi iki önemli ismi alan takım savunmasına da Egemen Korkmaz'ı alarak güzel bir savunma tandemi oluşturdu. Tabi hâlâ orta sahada Emre Belezoğlu'nıun açığını kapatabilmiş değiller ancak yine de çok iyi bir takım.

Bu sezon bu iki takım açık ara farkla olmasa da kendi aralarında çekişecek gibi gözüküyor. Süper Final saçmalığının da olmadığını düşünürsek güzel bir lig bizi bekliyor gibi.

Bu akşam oynanacak maçlar ise henüz oturmamış kadrolar olduğu için bireysel yeteneklerin farkı getireceği açık. Galatasaray'ın hazırlık maçlarını izlersek bir durgunluk söz konusu. Takımın gol yollarında etkili olamaması daha bireylerin birbirini tanımamasına bağlıyorum. Tabi Melo'nun yokluğu da çok önemli bir etmen. Bugün yine Melo yok. Tüm yük Selçuk İnan'ın omuzlarıda. Hücum yollarında ise Elmander tek ümidimiz. Burak Yılmaz'ın cezalı olması ve Umut Bulut'un da yedek olacağını düşünürsek Necati'den pek bir şey beklememek gerekir. Elmander ile Umut'un aynı özellikteki isimler olmasından dolayı Fatih hoca ikisini aynı anda düşünmüyor. Bu nedenle Elmande-Burak ikilisini bol bol görecek gibiyiz. Bu maçta Elmander'in yaratacağı fark merakle bekleniyor.
Fenerbahçe cephesinde ise orta saha zayıflığı ortada. Baroni ve Selçuk ikilisi gerçekten bizim orta sahamıza göre zayıf kalıyor ancak hücum gücü etkili. Alex'in her maç şapkadan tavşan çıkardığını hatırlatmaya bile gerek yok. Şimdi de Kuyt ve Sow gücü eklenince gerçekten hücumda tehlikeli bir takım oluyorlar. Bugün Fenerhahçe orta sahası hariç zayıf zayıf yerleri yok gibi. Biz de orta sahada üstünlük kurarsak güzel bir maç izleriz.

Artık sadece şiddet olmayan bir maç izlemek istiyorum. Başta bahsettiğim Erzurum'un güzelliklerine yakışır şekilde davranan oyuncularla güzel bir maç izleriz umarım. Sonunda kaybeden kazananı tebrik eder ve asıl hedefimiz olan Lig ve Şampiyonlar Ligine odaklanırız.

Bu sezon blogda daha aktif olaymı düşünüyorum. Özellikle Premier Lig başlamadan önce bir analiz ile tekrar burada olacağım. Bloğun dizi kanadını Birdizihaber.com'a taşıdığımıza göre burayı da tamamen Futbol'a ayırabilirim diye düşünüyorum. Şimdiden futbol dolu günlere.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lost karakterleri ve aralarındaki bağlantılar

Lost the new man in charge // 12 Dakikalık Özel Bölüm

Lost'un Maliyeti