Lost karakterleri ve aralarındaki bağlantılar


37 yaşında olan ve Kolombiya Üniversitesi’nde tıp okuduktan sonra babası Christian Shephard’ın baş cerrah olduğu St. Sebastian Hastanesinde omurilik cerrahı olarak çalışan Jack, arasının bozuk olduğu babasının cenazesini Los Angeles’a getirmek için Avustralya’ya gitmiştir.

Bağlantıları
Sawyer: Jack’in babası ölmeden önce Sidney’de bir barda Sawyer’la tanışmış ve beraber içki içip sohbet etmişlerdir.

Ana Lucia: Kızını bulmaya Sidney’e giden Christian Shepherd’a korumalık yapmıştır. Aynı zamanda Sidney Havaalanında uçağa binmeden önce Jack ile birer içki içip flört etmişlerdir.

Desmond Hume: İleride evleneceği hastası Sarah’ın başarısız geçen ameliyatından sonra koşuya gittiği Los Angeles Stadyumu’nda Desmond’la tanışmıştır. Kısa bir sohbetten sonra Desmond Jack’e “ Bir sonraki hayatta görüşürüz” demiştir.

Shannon Rutherford: Jack’in çalıştığı hastaneye trafik kazasında yaralanan iki kişi getirilir. Bir adam bir kadına arabasıyla çarpmıştır. Ameliyatta öncelik verdiği ve kurtardığı kadın Sarah’dır ve ileride onunla evlenir. Diğeri ise ölür. Ölen adam Shannon’un babası Adam Rutherford'tur.

Claire Littleton: Jack’in babası Christian Shephard aynı zamanda Claire’in de babasıdır. Ancak ne Claire ne de Jack kardeş olduklarını bilmemektedir.


Üvey babası sandığı ancak öz babası olan Sam Austen’ı öldürdükten sonra firar etmeye başlar. Avustralya'da federal polis olan Edward Mars tarafından yakalanır. Edward Mars, Kate’i Amerika gözetimine geri götürmek durumundadır ve bu sebeple Oceanic 815’e binerler.

Bağlantıları
Sawyer: Kate’ten hemen sonra Kate’in annesi Diane’in çalıştığı lokantaya gelen Sawyer burda Diane ile sohbet eder. Aynı zamanda, Sawyer’ın dolandırıp terk ettiği kız arkadaşı Cassidy Phillips’e benzinlikte yardım etmiş ve bunun karşılığnda da Cassidy, Kate’e annesiyle görüşmesinde yardım etmiştir.

Sayid: Kate’in babası Sam Austen, Irak’ta Sayid’i yakalayan kişidir.


Gerçek adı James Ford’tur. Çocukken babasının, annesini öldürdükten sonra intihar etmesine tanık olmuştur. Tek arzusu buna sebep olan adamı, Sawyer’ı bulup öldürmektir. Kendine Sawyer adını bu sebepten dolayı takmıştır. Avustralya’da bulunma sebebi Sawyer’ın Avustralya’da olduğunu öğrenmesidir. İşlediği ufak suçlardan dolayı Avustralya’dan sınır dışı edilir ve Amerika’ya dönmek üzere Oceanic 815’e biner.

Bağlantıları
Jack Shephard: Jack’in babası ölmeden önce Sidney’de bir barda Sawyer’la tanışmış ve beraber içki içip sohbet etmişlerdir.

Kate Austen: Kate’ten hemen sonra Kate’in annesi Diane’in çalıştığı lokantaya gelen Sawyer burda Diane ile sohbet eder. Aynı zamanda, Sawyer’ın dolandırıp terk ettiği kız arkadaşı Cassidy Phillips’e benzinlikte yardım etmiş ve bunun karşılığnda da Cassidy, Kate’e annesiyle görüşmesinde yardım etmiştir.

Hugo Hurley Reyes: Sawyer’ın loto hostesi olan kız arkadaşı Mary Jo, Hugo’ya 4 8 15 16 23 42 numaralı loto biletini satan kişidir.

Boone Carlyle: Sawyer Sidney’de karakoldayken arka sahnede Boone’un Shannon’ı aradığını görüyoruz.

John Locke: James’in saplantı haline getirdiği ve ailesinin ölümüne sebep olan Sawyer, gerçek adıyla Anthony Cooper, John Locke’un gerçek babasıdır.




Irak’lı bir asker olan Sayid, CIA’in Avustralya’lı bir terörist şebekesini çökertmesine yardım etmek için Sidney’de bulunuyordu. Daha önce, hapisten kaçmasına yardım ettiği çocukluk aşkı olan Nadia Jazeem’in Amerika’da olduğuna dair istihbarat aldıktan sonra Amerika’ya gitmeye karar verir ve Oceanic 815’e biner.

Bağlantıları
Kate Austen: Kate’in babası Sam Austen, Irak’ta Sayid’i yakalayan kişidir.

Charlie Pace: Charlie, Londra’da, Sayid’in sevgilisi Nadia’yı bir soygundan kurtarır.

John Locke: Locke, Sayid’in sevgilisi Nadia’ya satılık ev konusunda danışmanlık yapmıştır.


4 8 15 16 23 42 numaralı loto biletini aldıktan sonra lotoyu kazanıp zengin olmuştur. Ancak lotoyu kazandıktan sonra uğursuzluklar peşini bırakmamıştır. Bunun bir lanet olduğuna inanan Hugo, sayıların izini takip eder ve kendini Avustralya’da bulur. Burada bu sayılardan dolayı lanetlendiğine inanan bir başka adamla konuşur. Amerika’ya geri dönmek için Oceanic 815’e biner.

Bağlantıları
Charlie Pace: Yolculuktan önce Hurley ve Charlie aynı otelde kalmışlardır ve bir sahnede ikisi de aynı asansöre binmiştir.

Jin Kwon: Jin, Sun’nın babasının isteği üzerine hükümet görevlisinin evine gözdağı vermek için gittiğinde, televizyonda Hurley’nin loto milyoneri olduğu haberi yayınlanmaktaydı.

John Locke: Locke’un annesi ile Hurley aynı hastanesinde (Santa Rosa)’da tedavi görmüştür. Ayrıca, Locke’un çalıştığı kutu firmasının sahibi Hurley’dir.

Libby: Libby ve Hurley aynı dönem aynı akıl hastanesinde tedavi görmüşlerdir ancak Hurley’nin bundan haberi yoktur.


Babası Anthony Cooper tarafından dolandırıldıktan sonra yine babası tarafından camdan atılarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan John, Walkabout adlı doğa aktivitelerine katılmak amacıyla Avustralya’ya gitmiştir. Ancak Tekerlekli sandalyede olduğu ortaya çıkınca aktivitelere katılmasına izin verilmemiştir. Amerika’ya geri dönmek amacıyla Oceanic 815’e binmiştir.

Bağlantıları
Hurley Reyes: Locke’un annesi ile Hurley aynı hastanede (Santa Rosa) tedavi görmüştür. Ayrıca, Locke’un çalıştığı kutu firmasının sahibi Hurley’dir.

Sayid: Locke, Sayid’in sevgilisi Nadia’ya satılık ev konusunda danışmanlık yapmıştır.

Sawyer: James’in saplantı haline getirdiği ve ailesinin ölümüne sebep olan Sawyer, gerçek adıyla Anthony Cooper, John Locke’un gerçek babasıdır.


Desmond diğer karaterlerden farklı olarak Oceanic 815’te bulunmamaktadır. Aşık olduğu kız arkadaşı Penny’ye layık olmadığını düşünüp Penny’den ayrıldıktan sonra Penny’nin babası Charles Widmore’un gözüne girebilmek ve Penny’ye layık olduğunu kanıtlamak için botla dünya turu yapmak için yola çıkmıştır ancak kendini adada bulmuştur.

Bağlantıları
Jack Shephard: Desmond, botla dünya turuna çıkmadan önce Los Angeles Stadyumu’nun merdivenlerinde koşarak antreman yapmaktadır. Bu sırada ayağını burkmuş olan Jack ile tanışır. Aralarında kısa bir sohbet geçer.

Libby: Desmond’un botla yapacağı dünya turu için satın aldığı botun sahibi Libby’dir ve botun adı “Elizabeth”dir.

Charlie Pace: İngiltere’de yürürken Charlie ve müzik grubunun sokakta şarkı çalıp para topladığını görmüştür.


8 aylık hamile olan Claire bebeğini evlatlık vermek istemektedir. Gitti bir falcının yünlendirmesiyle Los Angeles’ta bir aile bulmuştur ve bebeğini evlatlık vermek için Oceanic 815’e binmiştir.

Bağlantıları
Jack Shephard: Jack’in babası Christian Shephard aynı zamanda Claire’in de babasıdır. Ancak ne Claire ne de Jack kardeş olduklarını bilmemektedir.




Sun zengin bir iş adamı olan Mr. Paik’in kızıdır. Jin ise fakir bir balıkçının oğludur. Sun ile evlenmek için Mr. Paik ile çalışmayı kabul eder. Ancak bu iş sıradan bir iş değildir. Jin, Mr. Paik’in pis işlerini yapmaktadır. Avustralya’ya gitme sebepleri Mr. Paik’in Jin’e iki tane Rolex saat verip bunların birini Sidney’e diğerini de Los Angeles’a götürmesini emretmesidir. Los Angeles’a gitmek için Oceanic 815’e binerler.

Bağlantıları
Hurley Reyes: Jin, Sun’nın babasının isteği üzerine hükümet görevlisinin evine gözdağı vermek için gittiğinde, televizyonda Hurley’nin loto milyoneri olduğu haberi yayınlanmaktaydı.


Dizide kendini ilk olarak adaya paraşütle düştüğünü iddia eden Henry Gale kimliği ile tanıtan, daha sonrada kendisinin “Diğerleri” nin lideri olduğunu öğrendiğimiz Ben, adada doğduğunu ve tüm hayatı boyunca bu adada yaşadığını iddia eder. Ancak ilerleyen sezonlarda bunun da bir yalan olduğu ortaya çıkar. Annesi hamileliğinin 7. ayında Benjamin Linus'un doğumunda ölmüştür. Daha sonraki yıllarda Ben’in babası Roger iş bulmakta zorlanır. Roger’a Benjamin’nin doğumunda yardım eden Horace Goodspeed onlara adada iş bulur. Dharma Girişimi adı verilen bir toplulukla beraber çalışmaktadırlar.
Roger, Ben’i annesinin ölümünden sorumlu tutmaktadır. Ben bir gün ormanda kendilerine “Saldırganlar” diyen bir grupla ve bu grubun lideri Richard Alpert ile karşılaşır. Bu grup Dharma Girişimine karşı savaşmaktadırlar. Ben, onlara katılmak istediğini söyler ve bir doğum gününde babası da dahil olmak üzere bütün Dharma üyelerini zehirli gazla öldürür.


“Diğerleri”nin önemli bir üyesi olan daha sonra Jack’in de desteği ile Oceanic 815 kazazedelerinin arasına katılır. Adaya gelme sebebi ise kanser olan ablası üzerinde yaptığı deneyler sonucu ablasının hamile kalmasını sağlamasıdır. Bu başarısından sonra Richard ve Ethan onunla görüşmeye gelmiş ve 6 aylığına adaya gelmeye ikna etmişlerdir. Ancak 6 aylık süre 3 yıla uzamıştır ve Juliet hala adadadır.


Oxford Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve fizikçi olan Faraday, zaman konusunda çalışmalar yapmaktadır. Kahana adlı tekneyle adayı arayan ekiptedir. Adadakilerin düşündüklerinin aksine amaçları onlara yardım etmek değil Ben’i bulmaktır. Adaya Charles Widmore tarafından gönderilmişlerdir. Faraday, ada hakkında çok şey biliyor olsa da bunu adadakilerle paylaşmamaktadır. Ancak bildikleri doğrultusunda adadakilere yardım etmektedir. Örneğin Desmond’un hayatını kurtarmıştır.


Kurtarma ekibinde olan Charlotte, adaya geldiğinde John Locke tarafından esir alımıştır. Ancak Sayid bir değiş tokuşla Charlotte'u Jack’in grubuna getirmiştir. Tunus’ta yaptığı bir kazı çalışmasında Dharma amblemi bulmasından sonra kurtarma ekibine katılmaya karar vermiştir.


Charles Widmore tarafından Ben’i bulmak için adaya gönderilenlerden olan Miles, ölüleri duyabilme özelliğine sahiptir. Ben’le yaptığı bir anlaşma sonucu dışardakilere onun öldüğünü söyleyecektir.



NOT:Digitürk'ün Lost final bölümünü canlı yayınlaması haberleri dönerken resmi sitelerindeki Lost ile ilgili bilgilere göz attım ve bu yazı çok hoşuma gitti.
Sizlerinde okuması için paylaşıyorum, yazı Digitürk tarafından Burada yazılmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lost the new man in charge // 12 Dakikalık Özel Bölüm

Lost'un Maliyeti