1-0 Oldu Bizim Oldu

Şimdi reel yoğunluktan yazamadığım 1-2 haftadan sonra şanlı bir dizilerin yeni sezon yazısıyla girmeye hazırlanıyordum yarın için amma velakin az önce biten Bucaspor-Galatasaray maçından sonra düşündüklerimi içimde tutamadım.



Durgun Galatasaray
Devamlı bir Galatasaray'ın şurası zayıf burası zayıf efsanesi vardır, her sezon bir zayıf tarafı bulunur Galatasaray'ın. Ancak bu sene onlar haklıydı (siz ötekileştirdiniz). Takımda bariz bir durgunlu vardı, bunu devamlı Mustafa Sarp-Ayhan ikilisine bağladım geçen haftaya kadar ancak Gaziantepspor maçında ikilinin güzel oyunundan sonra sorunun orada olmadığı belliydi.
Kabul edilen bir durgunluk artık vardı. Peki neden ? Takıın ileri ucu çok yalnız kalıyor, özellikle Baros başta olmak üzere kanatlar, forvet arkası hepsi birbirinden kopuk, bunun üzerine 3 günde bir maç yapmak ve futbolcuların formsuzluğu eklenince işin içinden çıklımaz bir hâl alıyor. Ancak o kadar karamsar değilim, özellikle avrupa kupalarının olmadığı bir yılda bu sorunlar düzelmeyecek sorunlar değil.

Pino

Acımasızca eleştirme kapsamına o da girdi, Keita gibi birisinden sonra karakterli ve onun yeteneklerine sahip ayrıca genç bir isim olan Pino bence çok doğru bir seçim ve bu kadar eleştirilmemeli. Özellikle bu maç gayet iyi olmasına rağmen Rıdvan gibi kendini bilmez yaltakçıların başını çektiği bir grup acımasızca eleştirip taraftarın önüne atıyor, ancak bilmiyorlar ki Galatasaray taraftarı bunları YE-MEZ!


Harry Kewell - Milan Baros
Kesinlikle adam gibi adamlar. Kewell'ı zaten anlatacak cümle bulamıyorum, en kötü maçlarından birini çıkarsa bile takımda en çok çalım geçip adam eksilten oyuncu olabiliyor. Bir bakıyorsun sağda, bir bakıyorsun solda. Milan ise tek başına tüm savunmayı yıpratmaya çalışıyor ve girdiğimiz veya girmeye çalıştığımız tüm pozisyonlarda çapraz koşularıyla savunmanın dengesini bozduğunu görebilirsiniz.

AYHAN AKMAN


Ayhan için ne desem bilmiyorum, yeri geliyor bende eleştiriyorum ama devamlı Sarp'tan daha vasıflı olduğunu söylüyorum. Ayrıca maçı izlediğim mekanlarda hep savunucusu ben olurum. Taraftarın gözünde öyle bir yeri var ki artık, Barcelona'lı Xavi'den daha az geri pas yapsa bile ki istatistiklere baktığınızda Antep maçı ile Barça'nın o haftaki 2-0'lık maçta durum bu, öyle bir durumda bile hep eleştirilen Ayhan olur. Ama kimse bilmez ki bu adam 34 yaşında ve elinden geleni en iyisini vermek için canını dişine takıyor ve hemen hemen her maç takımda en çok koşan oyuncu oluyor.
Seni eleştirenleri bir kez daha göt ettiğin için; teşekkürler Ayhan


       Genel olarak kötü bir maç oynasakta gol yemeden tamamladığımız ikinci maç olmasından dolayı savunmada birşeylerin oturması adına sevindiğim bir maç oldu, özellikle Serkan, Ali'den kat be kat verimli oldu artı hücumlara katıldı.
Lucas - Servet ikilisi fiziğe aykırı şekilde uyumlu olmaya başladı, hani hâlâ Servet'in yerine Hakan Balta göbeğe yada Neill sağ bek'e Gökhan-Hakan yada Gökhan-Servet ikilisi göbeğe olmazmı demeden edemiyorum.
Maçtan önce Bucanın aptal savunması yapacağını şu twet'imde belirtmiştim. Haksız çıkmadığım için sevindim. Bülent Uygun bu kafayla giderse kendisinden ne köy olur ne kasaba.


Digiturk
Biliyorum uzattım ama değinmeden geçemiyeceğim. O spikerler neydi allahınızı severseniz, böyle bir yandaşlık görmedim ben. Yanılmıyorsam ikiside Melih'ti, birisi şu Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaçırdığı Traboznspor maçında "yokmu o topa vuracak birisi" "vurun şu topa" nidalarıyla Fenerbahçe'liliğini kanıtlamış, diğeride açık açık belli eden tipler.
Bir takımda ilk maçına çıkan bir AMC (Atak Ofansif Ortasaha) oyuncusu Misimovic'i 51 pastan 30'unun isabetsiz olmasıya acımasızca eleştiren bir tarafsız (!!!) spiker nasıl olabilir gerçekten merak ediyorum ve 1 senedir sesimizi duyurmaya çalıştığımız gibi yandaş spiker istemiyoruz.
Ayrıca yayından da bahsetmek istiyorum, ihalelerde ve D-Smart ile rekabetinde her zaman desteklediğim Digitürk yaptığı basit hatalarla gözümden düşmeye başladı. Aklıma gelen bir kaç sinir bozucu olayı şöyle;

  • Maç anında ekranların kararması
  • Tekrarlarda donup kalmalar
  • Pozisyonları kaçırmalar
  • Ekranda yaşanan bölünmeler
  • Yanlış spiker tercihleri
  • HD yayınının dünya standartları altında olması
  • Maç sonunun daha öncesinde olduğu gibi uzun uzun verilmemesi direk reklama girmesi
  • Maç sonu programları
Gibi sorunlarıyla Digitürk gözden düşmeye başladı desem yanlış olmaz sanırım, umarım zamanla bu hatalar düzelir de yıllardan bu yana gelmiş en istikrarlı platform göz göre göre yok olmaz diyorum. Ancak spiker seçimlerinde kesinlikle alttan almayacağız ultrAslan'da bunun farkında gereken protesto yapılacak bunu da bilmeleri gerek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lost karakterleri ve aralarındaki bağlantılar

Lost the new man in charge // 12 Dakikalık Özel Bölüm

Lost'un Maliyeti