Bir Benzetme Hikayesi: Ferrari, Galatasaray, Kral ve Halk Hepsi Bir Arada
Bugün Formula 1'in 5.Yarışı olan İspanya GP'sini sıralama turları koşuldu, sıralama turlarını izlerken yine Serhan Acar sayesinden onlarca bilgi edindik. Özellikle Q1 diye adlandırılan 1.elemede elenecek takımlar belli olduğundan pek yarış heyecanı olmuyor, bu esnada F1'in üzerinde genel olarak bolca düşünme fırsatı oluyor.
Bugün yine otururken kendimce bir analiz yaptım, öncelikle 2 büyük takım olan Ferrari ve Mclaren'in ambargosuyla geçen yılların ardından 2009'da bir Brawn GP krizi geldi ki o günden bu yana F1 bizim bildiğimiz F1 değil. Yavaş yavaş eski havasına kavuşsada 2 dev tam toparlanabilmiş değiller. Bugün bu 2 devi düşünürken öyle bir kurgu oluştuki kafamda bunu yazıya dökme gereksinimi duydum.
Devlerin ambargosu Brawn ile yıkılsada özellikle 2 senedir bir çıkışta olan Redbull bu sezon adeta devlerimize toz yutturuyor. Bunlar göz önünde bulundurunca bir kıyaslama yaptım. Tamam saçma olacak belki ama yaptım işte. Başladım bi kere devamı gelsin.
Ferrari yılların asaleti, duruşu, başarılar ve herşeyiyle adeta bir Galatasaray dedim. Bunu taraftar psikolojisiyle demedim gerçekten öyle. Sadece iyi yönleri değil kötü yönleride benzeşiyor. Ferrari'nin yatırımları döktüğü paralar pistte yapılan amatörce hatalar yüzünden yıllarca heba oluyor, Galatasaray'da da aynı durum yönetim yıllardır yatırım yapıyor en iyileri geliyor ama sonuş yine hüsran.
Ardından sıra geldi McLaren'e. McLaren'de tam anlamıyla bir Fenerbahçe'ydi gözümde. Her zaman istikrarlı, duruşu yerinde ancak benim karar vermememe neden olan taraf McLaren'in yıllardır üzerinde damga olan skandalları. Fenerbahçe gibi devamlı saha (pist) dışında işi bitirmeye çalışıyor, her zaman kurnazlık, casusluk peşindeler. Bu huyları ile birebir uyuşuyorlar.
Ve gelelim Devlerin ambargosuna son veren takıma: "RedBull Renault" Redbull'da tahmin ettiğiniz üzre Bursaspor ile özdeşleşti. O kadar yatırım, yılların tecrübesi felan ama daha 3-5 senelik takım geldi tüm devlere tuz yutturuyor. Bursaspor'da öyle değil mi ? Milyonlarca Eurolar dök, dünya yıldızları getir, en iyi takımı kur ama kısıtlı kadroyla gelsin bu takımlar hepsine toz yuttursun.
İşin birde her ülkede olan Kralın takımı, halkın takımı bu tabirleri de iki spor dalına uyarladım karşıma yine şöyle bir sonuş çıktı:
Ferrari&Galatasaray Kralın takımı olma yolunda daha ilerideyidi.
Galatasaray kuruluş itibari, lise kültürü, fransız etkileşiminden dolayı hep dışarıdan Saray'ın (kralın) takımı olarak bilinir. Ferrari'de öyle daha çok üst kısma hitap eder, zirveye oynasada oynamasada destekçisi standarttır.
McLaren & Fenerbahçe: Halkın takımı tabirinede bu takımlar aday. Fenerbahçe kuruluş ve yapı itibariyle en büyük gücü taraftarı hep halktan alır. McLaren'de Fenerbahçe gibi başarılı ve başarısız döneminde taraftar sayısı doğru orantılı olarak oynama gözükür.
Evet herkesin mantık ilkeleriyle uyuşmasada benim bugünkü gözlemim bu şekildeydi. Konu hakkında farklı görüşleri olursa BURADAN yorum yazarak belirtebilir.
Yorumlar